Sinemada Eğitim

Sosyal, kültürel, ekonomik, pedagojik tüm eğitim temaları, Sinemada Eğitim’de 41 incelemeyle bir araya geliyor. Kitapta, yönetimi, okulu, öğretmeni, öğrencisi, velisi ile tüm eğitim bileşenlerini yakından ilgilndiren, sınıf yönetiminden akran şiddetine, çocuk istismarlarından merkezi sınavlara, öğretmen-veli ilişkilerinden özel okullara… eğitimin saymakla bitmez sorunları, zengin deneyimlerin yansıdığı filmlerle inceleniyor.

Çağımız, hayatımıza ait her şeyi çok çabuk eskitiyor, iyi kötü demeden. Eğitim ve sanatla elde ettiğimiz değerlerimiz bile kullan at hızıyla tükeniyor…

Eğitim, formel ya da yaygın, doğrudan ya da dolaylı insanlaşma sürecimizde etkin bir rol oynuyor. Hayatı anlamanın, bir arada yaşamanın ve kendinin farkına varmanın bilgisini ve bilincini üretiyor.

Sinema, insanlık tarihinin son sanatı. Yedinci sanat olarak diğer altı sanatın anlamlandırma araçlarıyla çağımızın en etkili eğitim olanağı. Bir de artısı var, Tarkovski’nin demesiyle zamanı mühürlüyor. Böylelikle, elimizden kayıp gidenin farkına varıyor; onu tutuyor, yitip gitmesine engel oluyoruz.

Bu yüzden yönetimi, okulu, öğretmeni, öğrencisi, velisi ile sosyal, kültürel, ekonomik, pedagojik tüm eğitim temaları, sinema sanatına çok yakışıyor. Sinemada Eğitim’deki 41 deneme/inceleme, bu temaları bir araya getirirken hem bir sanat olarak sinemaya hem de süreçleri ve sorunlarıyla eğitime odaklanıyor.

Bu satırların yazarı; halkçı, bağımsızlıkçı, aydınlanmacı çizgisinden ödün vermeksizin kırk yıl kesintisiz yayımlanan Öğretmen Dünyası dergisinin eğitimci, sinema sever yazarı olarak bu metinleri ilk orada olgunlaştırma fırsatı bulmuş olmaktan mutluluk ve gurur duyuyor.

Başta öğretmenler, okul yöneticileri, veliler olmak üzere tüm eğitim bileşenlerinin görmezden gelmemesi gereken bu kitabı, insanın içini yapan öğretmenlere ve insanın içine bakan sinemacılara ithafı bu nedenledir.

Ocak 2024
Mustafa Pala

https://www.okumaodasi.com/sinemada-egitim

Kitaptan…

“Sinema sanatı, ‘projection’un Türkçe karşılığı ‘izdüşüm’ terimiyle örtüşür ve gerçeklikten çok daha güçlü bir sıhhilik duygusu yaratabilir. Sinema; ışık, kamera hareketleri, açılar ve kesmelerle yarattığı bu duygunun etkisiyle çok özel bir kozmik yapı kurar, Sinema sanatının kurduğu evrende oradan oraya attığı ilmeklerin izini sürmek, heyecan vericidir.”

“Dezavantajlı ailelerin çocuklarının yeterli eğitim alamayıp az gelirli işlerde çalışmaları ve bu döngünün sürekli bir eşitsizliği üretmesi tam bir ‘Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan?’ paradoksu! Ama eğitimde eşitsizlik bir paradoks değil, gerçekliktir; ya yumurta kırılacak ya tavuk kesilecektir!”

“Mükemmeliyetçi hocaya göre sözlüklerin en kötü sözcüğü ‘aferin’; hatta ‘iyi iş’ sözü ortalamanın yüceltilmesidir ki bu, mükemmele ulaşmak için en büyük engeldir! Oysa mükemmel tekâmüle aykırıdır! Daha önemlisi eğitimin kendisi bir tekâmüldür. Hocanın anladığı ‘başarı’ kavramının içini sosyal psikolojinin bilimsel verileri değil, kapitalist kültürün yarattığı ‘İnsan insanın kurdudur.’ anlayışı doldurmuştur.”