PISA’nın Öteki Yüzü

2022 PISA “sonuç”larına göre Türkiye’de sosyoekonomik bakımdan avantajlı ve dezavantajlı ailelerin çocukları arasındaki puan farkı; matematik alanında 82, fen okuryazarlığında 74 ve okuma becerileri alanında 69’dur. İşte değişmesi gereken “neden” budur ve bu “neden”, ancak kamucu eğitimle çözülebilecek bir sistem sorunudur

Okumaya devam et “PISA’nın Öteki Yüzü”

Anlatım Olanağı Olarak Metafor

Zebrayı bilenler için “boyalı eşek” bir analoji (benzetme), hiç zebra görmemiş Gazzeli çocuklar için bir gerçekliktir. Aydınlanmış, duyarlı ve insanlık adına sorumluluk sahibi biri ise, bu “boyalı eşek”te İsrail’in Filistin’i işgali karşısında Gazzelinin yokluklar ve yoksunluklar içinde direnişini görecektir, yani metaforun yarattığı derin anlamı!

Okumaya devam et “Anlatım Olanağı Olarak Metafor”

Öğretmen, Eğitim, Etik

UCITELKA/ÖĞRETMEN

Kapitalizmin çıkarcı, bireyci, ayrımcı, “Bad Teacher”lerinin karşısında, Sovyet devriminin “Öğretmen Duyşen”lerinden; Cumhuriyet’in bağımsızlıkçı, halkçı, aydınlıkçı eğitim önderlerinden ve Köy Enstitüleri’nin fedakâr, aydın, sanatçı öğretmenlerinden ne kaldı geriye? 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde tüm öğretmenlerimiz, “Ucitelka” vesilesiyle toplumsal konumları, mesleklerinin etik değerleri üzerinde bir kere daha düşünmeli.

Okumaya devam et “Öğretmen, Eğitim, Etik”

Yimou’dan Sinemaya Bir Aşk Mektubu

BİR SANİYE/Yİ MİOZHOZHONG

Hollywood’un dünyayı kurtarmaya soyunan yapma kahramanlarının karşısına bazen sıradan, potansiyel enerjiyle hareket eden yerel karakterleri bazen de kinetik enerjileriyle fantazyalar yaratan efsanevi tipleri çıkaran Zhang Yimou, büyük bir özgüvenle Asya sinemasını kendi seyircisinden başka Avrupa ve Amerika’ya da izletiyor. Çünkü kapitalist dünyanın artık daha insani bir kültüre gereksinimi var!

Okumaya devam et “Yimou’dan Sinemaya Bir Aşk Mektubu”

Müfredatı Sadeleştirme Projesi

Okullulaşma sorununu “kız okulları” açmakla aşmayı planlayan, müfredat içeriğini teoloji temelinde kurgulayan, ders saatlerini namaz vakitlerine göre düzenleyen ve sonunda üç cümlelik metinleri bile okuyup anlamaktan aciz bir nesil yetiştirmeyi başaran Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları; yeni bir “Müfredatı Sadeleştirme Projesi”ne çalışıyorlar!

Okumaya devam et “Müfredatı Sadeleştirme Projesi”

Türkçenin ‘Mösyö Jourdain’leri

Burjuva Beyefendisi’nin çevresindeki dalkavuklar, kendisini kandırmak için yaptıkları planın bir parçasına da adına Türkçe dedikleri, Osmanlıca esinli, Arapça-Farsça çağrışımlı uydurma bir dil eklerler. Kibarlık Budalası’nın bu uydurma dile övgülerini, Moliere’nin Türkçe için söylediğini zanneden bizim Mösyö Jourdain’lerimiz, yolda çakı bulmuş şopar gibi seviniyorlar! Dilimizin veya herhangi bir dilin buna gereksinimi varmış gibi…

Okumaya devam et “Türkçenin ‘Mösyö Jourdain’leri”

Cumhuriyet’in 100’ü Güler mi?

Cumhuriyet’in 100. yılı denince 100’ünden düşen bin parça olanlar, “Türkiye’nin 100 Yılı” ya da “Büyük Filistin Mitingi” 100’süzlüğüyle onun aydınlık 100’ünü örtmeye çalışıyorlar; ama 100 yıl sonra tıpkı 100 yıl önceki gibi Cumhuriyet’in 100’ünü güldürebilecek olan azim ve kararlılık, Cumhuriyet’in kurucu değerlerini 100’ünün akıyla savunanlardadır!

Okumaya devam et “Cumhuriyet’in 100’ü Güler mi?”

Uzun Lafın Kıs(s)ası…

EDEBİYATTAN SİNEMAYA KISALAR

Atasözü ve özlü sözler gibi yoğun anlamlı kısa anlatıların erdemine dair birçok anekdot var: Voltaire, bir gün meşhur bir hırsızın hikâyesini anlatacağını söylemiş ve söze şöyle başlamış: “Vaktiyle bir banker varmış…”; bunu demiş ve susmuş. Bunun üzerine hikâyesine devam etmesi istenince şu cevabı vermiş: “İyi ya, işte hikâye bitti!”

Okumaya devam et “Uzun Lafın Kıs(s)ası…”

Anlatabiliyor muyum?

DİLSEL İLETİŞİMİN SINIRLARI

Günlük iletişimimizde sık söyleyip duyduğumuz ifadelerden biri: “Anlatabiliyor muyum?” Türevleri “Anlıyor musun?”, “Bilmem anlatabildim mi?”, “Yanlış anladın!”, “Çok anlaşılmazsın!”, “O kadar güzel ki, anlatamam!”… Dil dışı diğer iletişim olanaklarını dışta tutarak söylersek, insanların iletişim, bildirişim ve paylaşım gereksinimlerini karşılayacak, bütün bulanıklığına ve yetersizliklerine karşın hâlâ en kullanışlı araç dildir.

Okumaya devam et “Anlatabiliyor muyum?”

Üçüncü Sinema ve Devrim

LA HORA DE LOS HORNOS/FIRINLARIN ZAMANI

“Devletlerin bağımsızlığa, ulusların kurtuluşa, halkların devrime” mecbur kaldığı bir çağda, “Kızgın Fırınlar”ın kıvılcımlarıyla tutuşan Üçüncü Sinema, “revolver” kamerayla da olsa emperyalizme ateş ediyor!

Okumaya devam et “Üçüncü Sinema ve Devrim”