Maymun Davası

Eğitim, Cumhuriyet yıkıcılığının girebileceği en elverişli kapıdır. Bakan, imzaladığı protokollerle tarikatları resmî olarak eğitime dahil etti. Böylece imamların camilerden sonra çalışma mekânları okullar oldu. Evrim Kuramı, müfredattan çıkarılınca, yerinde kalan boşluğun, okullara atanan imamların ayetlerle ve hadislerle anlatabilecekleri bir teoloji konusu olan Yaratılış Kuramı’yla doldurulacağı belliydi; tıpkı 99 yıl önce Amerika’da olduğu gibi…

Okumaya devam et “Maymun Davası”

‘Anlam’ın Yapısökümü

Herhangi bir “şey”in anlamı, açtıkça yayılan bir yapıya sahiptir. O yapıda her parça, kendisinin yokluğunda eksik kalan bir anlamı tamamlar. Gramer sadece dile ait bir kurallar bütünü değil; yaşamın ve “şey”lerin yapısını kuran bir iskelettir. Anlam kurmak o iskelet üzerine bir yapıyı inşa etmekse; anlamak, o yapıyı sökmektir!

Okumaya devam et “‘Anlam’ın Yapısökümü”

Devlet-Sanat İlişkisi Bağlamında

BAŞKALARININ HAYATI/DAS LEBEN DER ANDEREN

Sanat-devlet ilişkisine, sanatı dışlayan Platoncu ve destekleyen Aristotelesçi yaklaşım, yüzyıllarca etkili oldu. Artık günümüzde sanatı ve sanatçıyı önemsizleştiren, olumsuzlayan, hatta yasaklayan Platoncu sanat karşıtlığının yerini; dinsel ideolojilerin sınırlamaları, kapitalizmin tüketim odaklı yaşantısının yozlaştırıcı etkisi ve postmodernist kültürün yapıcılık içermeyen yıkıcılığı aldı.

Okumaya devam et “Devlet-Sanat İlişkisi Bağlamında”

Tûtî-i Mu’cize Gûy

Bilim insanlarının söylediklerine göre, “insan türü olarak son ortak atamız bakımından papağanlara 318 milyon yıl uzak, şempanzelere ise 6 milyon yıl yakınmışız. Üstelik şempanzeler insanlardan sonra en zeki canlılarmış. Buna karşın konuşmayı etkileyen anatomi, sosyallik, beyin ve gen farklılıkları nedeniyle şempanzeler konuşamıyor; papağanlar ve bazı ötücü kuşlar ise konuşabiliyorlarmış.” Ama nasıl?

Okumaya devam et “Tûtî-i Mu’cize Gûy”