Zamansız Zaman

Duvar takviminin 365. yaprağını kopardığımız bu gün, yeni yıl nedeniyle, takvimleştirilmiş yaşamımız ve “zaman” üzerine düşünebiliriz bu iki parçalık yazıda. İlkinde “zaman”ı bilimsel bir terim ve felsefi bir kavram, ikincisinde şiirimizin bir teması olarak örnekleriyle ele alabiliriz mesela.

Okumaya devam et “Zamansız Zaman”

Şili’ye Bakıp Türkiye’yi Görmek

NO/HAYIR

Şili’de geçtiğimiz hafta yapılan başkanlık seçimini  aşırı sağcı Jose Antonio Kast’a karşı, halkçı programın önderi Gabriel Boric kazandı. Propaganda yöntemleri bizdeki muhaliflerce de örnek alınan bu seçim bize, 11 Eylül 1973’te sosyalist Allende’yi deviren faşist Pinochet’nin yasallığını onaylamak için yapılan referandumu konu alan Pablo Larrain imzalı, “No” adlı filmi anımsattı.

Okumaya devam et “Şili’ye Bakıp Türkiye’yi Görmek”

Kapitalizmin Asi Çocukları: Pink Floyd

THE WALL / DUVAR

The Wall (Duvar), İkinci Dünya Savaşı sonrası kapitalizm ve tüketim kültürünün toplumda yarattığı travmaların metaforuydu. Sistemin asi çocuklarından Pink Floyd, 42 yıl önce Aralık 1979’da bu albümle o duvara isyan etti. 68 Kuşağı’ndan “yanlış” aldıkları mirasla, o duvarı bu kez de rockla yıkmak istediler. 1982’de Alan Parker, aynı adla yaptığı filmde The Wall’ı sinema diline aktardı. Kapitalizm ise o günden bu güne çok daha fazla çürüdü...

Okumaya devam et “Kapitalizmin Asi Çocukları: Pink Floyd”

Acıların Kırdığı İki Şiir Filizi

Ölüm duygusunun önüne yaşama sevincini koyarak 2 Aralık 1942’de, henüz 22 yaşında hayata veda edip imgelemimizde hep genç kalmayı başaran sevgili Rüştü Onur’un adı, aynı kahrolası verem nedeniyle 24 yaşında aramızdan ayrılan Muzaffer Tayyip Uslu’yla birlikte anılır. Ve onların yolu 13 Aralık 1979’da yitirdiğimiz modern Türk şiirinin önemli adlarından, edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil’le 1941’de Zonguldak’ta kesişir. İşte bu üç güzel isim, bizi doğrularıyla yanlışlarıyla Yılmaz Erdoğan’ın çektiği Kelebeğin Rüyası filmine götürür.

Okumaya devam et “Acıların Kırdığı İki Şiir Filizi”

Bir Aydınlanma Çocuğu: AMADEUS

Müzikteki reformist tavrı, saray ve soyluların kültürel kabullerine karşı duruşu, yerleşik yargılardan ve kurallardan bağımsız oluşu, karşıtlık ögeleri içeren içten ve duyarlı anlatımı, ritmik akışı aniden değişen müziksel yapısıyla 18. yüzyıl aydınlanmasının hem ebesi hem çocuğu olan Wolfgang Amadeus Mozart ‘ı, ölümünün 230. yılında Miloş Forman‘ın 1984 yapımı Amadeus adlı filmiyle anıyoruz.

Okumaya devam et “Bir Aydınlanma Çocuğu: AMADEUS”