Okulsuz Toplum

Salgınlarda, doğal afetlerde neden ilk önce okulları gözden çıkarıyoruz? Pandemi döneminde neden en uzun süreli okullarını kapatan ülkelerden biri biz olduk? Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra neden yapılabilecek başka bir şey yokmuş gibi hemen üniversitelilerin yurtlarını boşalttık, k12’yi okul terklerini artıracak uygulamalara ittik?…

Okumaya devam et “Okulsuz Toplum”

“Öğretmenim Şiyirim Geldi!”

ANAOKULU ÖĞRETMENİ

PEN Yazarlar Derneği 2023 Şiir Ödülü’ne değer görülen Barış Pirhasan, Dünya Şiir Günü için şiir bildirisi yerine LGBT bildirisi okuyunca 21 Mart’ta yayımlamayı düşündüğüm bu yazıyı, şiirlerimiz karışmasın diye bugüne ertelendim. Bu yazı dediğim, hem iki çocuk “şair”i konu alan biri Nadav Lapid’e, diğeri Sara Colangelo’ya ait “Anaokulu Öğretmeni” adlı iki filmin değerlendirmesi hem de çocuk-şiir ilişkisi hakkındaki sorularımdır.

Okumaya devam et“Öğretmenim Şiyirim Geldi!”

Dershaneciler Âleminin Kralları ve Soytarıları

Cumhuriyet Devrimi’nin ulusal, bilimsel, eşitlikçi ve çağdaş bir duyarlıkla 1924’te çıkardığı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun sağladığı eğitimin birliği esasından, karşı devrimci iktidarlar tarafından yapılan özelleştirmelerle bugün rekabetçi, yarışmacı ve yabancılaştırcı bir eğitime gelmiş bulunuyoruz. Selim Belenoğlu, Dershaneciler Âlemi‘nde bu son noktanın komedisini yazdı; şimdi sıra trajedisini yazmakta!

Okumaya devam etDershaneciler Âleminin Kralları ve Soytarıları

Dilsel Belirlenimcilik

ARRIVAL/GELİŞ

Dil olgusunu “silah” ve “hediye” metaforlarıyla anlatmak, hem can sıkıcı hem gönül alıcıdır! Çünkü tatlı diliyle yılanı deliğinden çıkarabilen insan, dostun bir acı sözüyle ölebilir de… Demek ki “dil” toplum dünyasına ait duruk bir dizge, “söz” ise toplum içinde bireyin devinen psişesidir. “Dil”deki belirlenimcilik “söz”de yumuşar, tıpkı Yunus’un “Söz ola ağulu aşı bal ile yağ ede bir söz” dizesindeki gibi.

Okumaya devam et “Dilsel Belirlenimcilik”

Türk Eğitim Devrimi

99 YIL SONRA

Devleti dinsel dogmadan, hukuku şeriattan, eğitimi parçalı ve bilim dışı yapıdan kurtaran 3 Mart 1924 tarihli 3 Devrim Kanunu, bir bütünlük içinde Cumhuriyet’in laik, çağdaş ve hukuku esas alan niteliklerini güçlendirmişti. Bu kanunlar, 99 yıl sonra bugün yeniden Cumhuriyet mücadelesinin odağında yer alıyor.

Okumaya devam etTürk Eğitim Devrimi