Soru dolu çocuğum,
oynamak bilmek yaşında…
Sağım solum sobe ve önüm arkam.
Nasıl atar bir çınar, nasıl yaprağını dalından?
Neden okul çantamdan abecem düşer dağılır?
Çizgisiz defterimde karalamalar kalır!
Kanı deli bir gencim,
yaşamak ‘aşk’mak çağında…
Yüreğimle düşünür, yanıtlayamam.
Nasıl kanar bir nehir, nasıl böyle durmadan?
Neden bütün dağlarım deldiğim yerden yıkılır?
Tarihe benden geri yanıtsız sorular kalır!
Gelin teli kadınım,
‘kör’eneklerinizin kırdığı anda…
Hayatı üretirim, kuvvetim bundan.
Nasıl yanar bir insan, nasıl kendi ahından?
Neden namus belası benim başımda salınır?
Benden bana kanayan derin yaralar kalır!
Söğüt dalı emeğim,
iplerin iyice inceldiği zamanda…
Üstüm başım toz içinde yonga ve can.
Nasıl yaparım yaşamı bir virüs yangınından?
Neden kavgayla gücüm, dertle bilincim sınanır?
Salgınlardan geriye sımsıkı sarılanlar kalır!
Sağ olasın Mustafa. Katılıyorum son dizelerine. Sımsıkı sarılanlar, kurallara uyanlar kalır.
Yaralanmalara açmazsan yüreğini ne kanar yüreğin ne de sana derin yaralar da kalır kardeşim.
Tebrik ederim Mustafa kardesim .Gercekten salgindan yasam karsisinda dik duranlar savasanlar ayakta kalacaktir.