3 Idiots / 3 Aptal

Hindistan sinemasının ülkemizde de sevilen, üretken yıldızlarından Aamir Khan bir kez daha Türkiye’de. Khan, ‎Don Burgess’in yönettiği, 1994 ABD yapımı ‘Forrest Gump’ filminin bir yeniden uyarlaması olan ‘Laal Singh Chaddha’nın koronavirüs salgını nedeniyle yarıda kalan çekimlerini Niğde’nin Çamardı ilçesindeki Aladağlar ve Demirkazık dağında tamamlayacak. Bollywood sinemasının ünlü starı Khan, ülkemizde daha çok eğitimin kanayan yarasına, sistem içi değerler çerçevesinde parmak bastığı Yerdeki Yıldızlar (Taare Zameen Par, 2007) ve 3 Aptal (3 Idiots, 2009) ile tanınıyor. Sevilen Hintli yönetmen ve oyuncu ülkemizdeyken ve şu günlerde yüz binlerce üniversite adayı üniversite seçimi ile ilgili kararlarını oluşturmak üzereyken, üniversite eğitiminin ne olduğu ve ne olması gerektiği üzerine bir kara komedi olan “3 Idiots”u bir kere daha izlemeye var mısınız?
Başlayalım öyleyse…

“All Izz Well”/Her Şey Yolunda

“Okulumun eğitimimi engellemesine asla izin vermedim!” Mark Twain             

*“Lise son sınıftayken tarih hocam izletmişti. O zevki unutamadım.” 

*“Filmi izlerken bütün duyguları yaşadım.”    

Bunlar, az sonra izleyeceğimiz filmle ilgili iki sinemaseverin görüşü. Şunlar da eleştirmenlerin düşünceleri:

*Akıcı, sarsıcı, sıcak bir anlatım; müthiş bir kurgu!”

*Bollywood’un zirvesi!”

*”Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler listesinde yerini almalı.”

Gördüğünüz gibi sinemamızda oldukça popüler bir film var, sevgili seyirciler: 3 Idiots (3 Aptal). Vidhu Vinod Chopra’nın 2009 yapımı, 6 milyon 400 bin Dolar bütçeli ve ortalama her gün 2,5 filmin çekildiği Hindistan’da, kendi vizyon tarihine kadar, tüm zamanların en çok izlenen filmi.

Yönetmen Rajkumar Hirani, çoğunlukla ilköğretim ve ortaöğretim kademelerindeki okul, öğretmen ve öğrenci sorunlarına eğilen eğitim filmlerinden farklı olarak 3 Idiots’ta kamerayı yükseköğretime çeviriyor. Aslında öğrenciler için bir sosyalleşme, entelektüel gelişme ve özgürleşme olanaklarıyla dolu olması gereken üniversitenin; yaratıcılıktan uzak, yinelemeci ve ezberci bir eğitimle nasıl bir “üniliseye” dönüştüğünü gösteriyor bize. Filmin hikâyesine ve senaryosuna emek veren Hirani ve Abhijit Joshi, sadece bunu göstermekle kalmıyor; böyle bir sistemin, gençlerin hayatlarına mal olabildiğini de etkili bir dille gözlerimizin önüne seriyor.

“Her şey yolunda!”

ICE Kraliyet Mühendislik Okulu ülkenin en başarılı okuludur; çünkü yüzbinlerce adaydan sadece 200 öğrenci almakta ve aldığı öğrenciler kitaptaki bilgileri yalayıp yuttuklarından, daha mezun olmadan ülkenin hatırı sayılır şirketlerinde iş bulma olanaklarına kavuşmaktadırlar. Zira Akademi’nin Müdürü “Virüs” / Viru Shahas (Boman İrani), ‘müfredat müfredat’ diye tepinen, öğrenciye kitapların tekrarından başka hiçbir şans tanımayan, tamamen “başarı”ya odaklanmış; mühendis olacaksın diye baskıladığı, edebiyat okumak isteyen öz oğlunun intiharına neden olmuş, acımasız bir baba, gaddar bir okul yöneticisidir.

O kadar ki, öğrencilerin üzerinde kurduğu otorite okul hocalarına da yansımıştır. Onlar da üniversitenin entelektüel, özgürleştirici ikliminden uzak; öğrencileri bir hapishanenin mahkûmları gibi görmektedirler. Sona kalan yumurtalarını yuvadan atıp hayata cinayetle başlayan guguk kuşlarını rehber edinmişler; velilerin iyi bir gelecek beklentilerinden aldıkları destekle öğrencileri “Yarış ya da öl!” ikilemine sıkıştırmışlardır.

Okulun en “akıllı” ve dolayısıyla akademik “başarısı” en yüksek öğrencisi Chatur, namı diğer “Susturucu” (Omi Vaidya) tam da Virüs’ün istediği bir öğrenci tipini temsil etmektedir. ‘Hafız’asıyla kitabın fotokopisini çekecek denli ezberci, bir o kadar da yeteneksiz ve asosyaldir. Okul birincisi olabilmek için yapmayacağı düzenbazlık, harcamayacağı arkadaşı yoktur. Bu bize, bizdeki “Kitap okumayı sevmem!” diyen YKS birincilerini anımsatmaktadır. Akademinin diğer birçok öğrencisi de Virüs’ün yarış atlarıdır!

Akademik Eğitim: Yaratıcılığın Reddi

Üçü hariç!  Onlar “aptal”dır! Bunca çalışkan, başarılı, ihtiraslı ve çıkarcı öğrencinin tersine, ders kitaplarıyla pek arası olmayan, okul başarısını dostluğun ve dürüstlüğün üstüne çıkarmayan, paylaşımcı, yardımlaşmacı ve yaratıcıdırlar. Ama toplumsal orta sınıfın ekonomik geleceğini sağlama alma dürtüsüyle, çocuklarının mühendis olup geleceklerini kazanma yarışına onlar da sokulmuşlardır. Öte yandan “Michael Jackson’ın babası onu boksör olmaya; Muhammed Ali’ninki de Ali’yi şarkıcı olmaya zorlasaydı ne olurdu?” sorusu, bu “üç aptal”ın kafasını bulandırmıyor değildir. Bu sorunun yanıtı bize göre şudur: “Felaket olurdu!” İşte Rajkumar Hirani 3 Idiots’ta bu felaketi anlatmaktadır.

 Birinci “aptal” Rancho. Ranchoddas Chanchad’ı tanıyoruz. Taare Zameen Par (Yerdeki Yıldızlar)’ın özel okuldaki aykırı resim öğretmeni Aamir Khan’dır bu! Ama bu kez aykırı bir mühendislik öğrencisi. Makineleri seven, ama asla makineleşmemiş bir “insan”! Zeki, yaratıcı, gözü pek ve dost canlısı… İkincisi, Raju (R. Madhavan). Babası daha doğarken kariyerini mühendis olarak belirlemiş. Kariyeri kaderi olmuş, doğa fotoğrafçılığını seviyor; ama babası onu makinelerle evlendirmek istiyor! Üstündeki bu mühendislik baskısı Rancho’nun yardımıyla kalkacak ve sevdiğine kavuşup özgürleşecek! Babası, oğluna çizdiği kaderi silmek zorunda kalacak. Aptalların üçüncüsü, yoksul bir ailenin, kurtuluşunu onun mühendisliğine bağladığı oğulları Farhan (Sharman Joshi).

Film, kronolojik bir zaman zincirine uymuyor. Olayların akış grafiği inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Geri dönüş ve ileri sıçrayışlarla ilerliyor film. Bu nedenle Raju gibi bir anlatıcıya gereksinim duyuluyor. Böylelikle birçok olay halkasının, zaman parçasının iç içe geçtiği filmde olay örgüsünde bir dağılmanın önüne geçilmiş olunuyor. Bir serüvenin peşinde koşup yorulan izleyiciyi, müziklerini Shantanu Moitra’nın yaptığı ve Bollywood’un vazgeçilmezi olan müzikal parçalarla dinlendiriyor Rajkumar Hirani; hem de uzak ve genel planlı çerçevelemelerle Hindistan coğrafyasından görsel bir ziyafet çekerek!

Elinden okul birinciliğini aldığı Chatur, 10 yıl sonrası için kim daha iyi bir statüde olacak iddiasının peşine düşerek Rancho’yu aramaya çıkar, Raju ve Farhan’ı da yanına katarak. Anlatıcı Raju’nun yüreğinden dökülüveren şu güzelleme, okulun son günü ortadan habersizce kayboluveren ve bir daha kendisinden haber alınamayan Rancho’yu, uzak plan doğa çekimleri ve ruha dokunan ezgiyle etkili bir biçimde anlatmaktadır:

“Rüzgâr kadar özgürdü

Süzülen bir uçurtmaydı o

Nerelere kayboldu

Bulalım onu

Korkup kuyudan öteye gidemezken biz

Korkmadan nehirlere daldı o

Akıntıya karşı yüzmekten hiç çekinmeden

Nereden geldi böyle

Kalbimize dokundu ve kayboldu

Bulalım onu (…)”

Bu arayış zaman zaman 10 yıl öncesine dönüşlerle Kraliyet Mühendislik Okulu’na götürür bizi. Burada pek çok trajik ve komik olayı birbirine yakın zaman dilimlerinde yaşarız. Henüz gözümüzde yaş kurumadan yüzümüze yayılıveren tebessüme engel olamayız: Okulun geleneksel karşılama törenindeki ritüele gülerken; biraz sonra, Virüs’ün baskısına dayanamayıp odasının duvarına “I quit” (Bıraktım!) yazıp kendini tavana asarak intihar eden Joy’a kahroluruz. Makineyi kitaba uygun ezberle tanımlayamadığı için sınıftan atılan Rancho’nun, dönüp masasından almak istediği kitaplarını uzun ve kitabi bir tanımla ifadesine sinirlenen hocanın düştüğü çelişkiye sınıftaki öğrencilerle birlikte gülerken, Virüs tarafından arkadaşlarıyla ailesi arasına sıkıştırılan Farhan’ın intihar teşebbüsüyle derinden sarsılırız…

İnsani yönsemelerin öne çıktığı, duygu yüklü başka hikâyeleri de yaşarız filmde: Farhan’ın yoksul ailesinin yaşamı çok acıklı bir hikâyedir mesela. Raju’nun babasının inadını terk ettiği ve oğlunun fotoğraf tutkusunu bağrına bastığı sahne, bütün anne babalar için unutulmaz derslerle doludur. “Esas oğlan” Rancho’nun Virüs’ün kızı Pia’ya (Kareena Kapoor) sevgisindeki, bizim Yeşilçam aşklarını aratmayan safiyet, nasıl unutulur? Bütün olumsuz koşullara karşın Rancho ve arkadaşlarının örgütlediği bir insanlık dayanışmasıyla ve yaratıcı bir mühendislik yeteneğiyle gerçekleşen, Dekan Virüs’ün bile yürek yağlarını eriten, kızının doğur(tul)ma sahnesi, en derin, en lirik anlatımla dokunur en insan yanımıza ve kıkır kıkır ağlatırken hüngür hüngür güldürür bizi!…

Türlü insani yönsemeleri, eğitimciler için çok daha önemli olan, statükocu okul yönetimlerine ve skolastik eğitim sistemine vurduğu küçük ama etkili darbelerle 3 Idiots, anlattığı Yeşilçamvari hikâyelerin ötesine geçiyor. O kadar ki, senaryonun sona sakladığı sürpriz bile pek şaşırtmıyor seyirciyi: Meğer Rancho, varsıl bir asilzadenin vasiyetini gerçekleştirmek için onun oğlunun yerine geçerek gelmiştir Farhan ve Raju’nun okuduğu mühendislik okuluna. Okulun bittiği gün hemen ortadan kaybolmasının sırrı budur. Ama kendi adıyla da ülkenin en büyük bilim adamlarından biri olmuştur; aynı zamanda alternatif bir sistemle eğitim veren ilkokulda ders verecek kadar da mütevazıdır.

Üniversite, bireysel kurtuluş kapısı mı?

Kendisinden daha zengin, daha büyük bir adam olacağı iddiasındaki Chatur; Farhan, Raju ve ‘onu gördüğünde rüzgârın şarkı söylemediği’ bir paragözle evlenmenin eşiğinden döndürdükleri Pia ile işte bu okulda bulurlar onu. Burada eğitim alan “aslanlar”, kırbaç korkusuyla sandalyeye oturmayı değil, bisiklet pedalından ürettikleri enerjiyle koyun kırkmayı keşfetmiş küçük mühendislerdir!  Rancho’yla “armut”un “a”sı “baca”nın “b”si diye dalgasını geçen Chatur, aslında Rancho’nun, çalıştığı firma adına sözleşme imzalayacağı bilim adamı olduğunu öğrenince, Yeşilçam’ın tüm kötü adamlarından bile beter olur!

Nasıl bir paradokstur bilinmez, bir gerçekliğe vurgu yapmak isteyen sanatçının kurgusal sanat ürününde “Burada geçen isimler, kişiler ve olaylar hayal ürünüdür. Ölü veya diri herhangi bir kişiyle benzerlik varsa, bu tamamen tesadüfidir.” uyarısını 3 Idiots’un jeneriğinde de görürüz. Anlarız ki film bir gerçeğe dikkat çekecek!

Son bir not, Khan ile Kareena’nın söylediği/oynadığı aşk dolu Zoobi Doobi şarkısı, Hint sinemasının ölümsüzü Raj Kapoor ile Nargis’in ünlü düeti olan Pyar Hua Ikrar Hua’ya bir değerbilirlik selamıdır ki günümüzün yitirilmiş jestlerindendir!

En İyi Film’den En İyi Yönetmen’e, En İyi Senaryo’dan En İyi Kareografi’ye, En İyi Görüntü’den En İyi Diyalog’a, En İyi Kötü Adam’dan En İyi Komedyen’e… ulusal ve uluslararası toplam 37 ödüle değer görülen 3 Idiots’a bir ödül de bizden:

“Popüler Eğitim Filmi” Ödülü!

“3 Idiots / 3 Aptal” için bir yorum

  1. Eline, kalemine sağlık. Bizde neden bu tür filmler çekilmez anlamam. Yönetmenlerimiz, yapımcılarımız ve sanatçılarımuz daha büyük ve derin sorunlara odaklandıklarından mı acaba?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir