İstatistik

Gezegenimiz derin bir krizin içinde. Uzmanlar, sorunları, kısa, orta ve uzun vadeli diye adlandırıyorlar; çözümleri de öyle, kısa, orta ve uzun vadeli oluyor. 2021’in dünya genelinde kısa, orta ve uzun vadeli sorunları sırasıyla şöyle listeleniyor: Pandemi, ekonomi ve iklim sorunu. Bu çerçevede bütün planlamalar istatistiklere dayanılarak yapılıyor. İstatistiklerse onları elinde tutanlarca yorumlanıp şekillendiriliyor. Sayılar buna elverişli, neredeyse şiir gibi, okuyana göre anlam kazanıyor. Gelin, o sayıları birlikte okuyalım.

Okumaya devam et “İstatistik”

Zaman, Entropi ve Yeni Yıl

Ne içindeyim zamanın,
 Ne de büsbütün dışında;
 Yekpare, geniş bir anın
 Parçalanmaz akışında.
             (…)
 Kökü bende bir sarmaşık
 Olmuş dünya sezmekteyim,
 Mavi, masmavi bir ışık
 Ortasında yüzmekteyim.
Okumaya devam et “Zaman, Entropi ve Yeni Yıl”

Sınavların Sınadığı

Dersler Uzaktan Sınavlar Yakından


Hem toplum hem birey yaşamının diyalektiği çoğu kez, sorunlar ile çözümleri arasındaki ilişkide somutlaşıyor. Toplumu genel düzeyde etkileyen sorunlar, her zaman toplumun güçsüz olan kesimine zarar veriyor.

Okumaya devam et “Sınavların Sınadığı”

Teknoloji Sorunsa Çözümü İnsandır!

Seyyit Nezir Sordu

1. Kapitalizmin doğayı ve insan doğasını bozarak ve tüketerek uygarlığı geri dönüşsüz bir yok oluşa sürüklediği savını haklı buluyor musunuz?

2. Amerikalı Marksist David Harvey bugünkü teknolojik gelişmelerde insanlığı anbean denetleme ve sınıfsal tahakküm tehdidinin varlığını vurguluyor. Bu tehdidi özellikle 5G ve Yapay Zekâ (YZ) teknolojilerinin daha da güçlendirdiği yönünde bilim adamlarının kaygılarını paylaşıyor musunuz?

3. Üçüncü binyılda insanlığı teknolojik donanımlı Yeni Ortaçağ’a sokma çabasındaki küresel oligarşiyi –teknolojik ve ekonomik gelişmede önderliği yakalamasıyla– Çin’in durdurabileceği (David Harvey) görüşüne katılıyor musunuz? 5G ve YZ teknolojilerine karşı kitlesel gösterilerin başladığı aşamada Kovid – 19 salgınıyla girilen sürecin sonunda insanlık için nasıl bir gelecek tasarımı öngörüyorsunuz?

4. Postmodernizmle birlikte felsefe ve sanatın insana karşı sorumluluk duygusunu yaygın olarak yitirdiği eleştirisini yerinde buluyor musunuz? Bugün insanın yok oluş sürecine sokulduğu bir dünyada sanatçı ve düşünürler ne yapmalıdır?

Yanıtladık…

Okumaya devam et “Teknoloji Sorunsa Çözümü İnsandır!”

10 Kasım 2020

Ders: Gençliğe Hitabe

Bağımsızlığımızın ve Cumhuriyet’imizin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ölümünün 82. yılında ağıt yakanlardan, yapmacık hüzün takanlardan uzak, hepimizi ödevlendirdiği “Gençliğe Hitabe”yle anıyoruz.

Okumaya devam et “10 Kasım 2020”

AKP’nin Gençlik Tasavvuru

Saray sözcüsü İbrahim Kalın‘ın 20 Temmuz 2020’de “Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır.” içerikli “tweet”iyle başlayan “kültürel iktidar” arayışları hem hikâyenin mahiyetini belirgin kılarak hem ivmelenerek devam ediyor. “Taş gediğine konuyor!”

Okumaya devam et “AKP’nin Gençlik Tasavvuru”

Oksimoron

Yunancada oxus “keskin”, môros “aptalca” demek. “Oksimoron”, bu iki sözcüğün birleşmesiyle oluşmuş. Birbiriyle çelişen iki kavramın bir tamlama ya da cümle bağlamında ilişkilendirildiği ifade anlamına geliyor. Bazen anlamı pekiştirmek ya da yazınsal bir estetik, etkili bir söyleyiş oluşturmak, bazen de bir durumu eleştirmek veya alaya almak için kullanılıyor. Türkçesi için “tersanlam” terimini öneriyorum.

Okumaya devam et “Oksimoron”

Virüsün Mutasyonu

Resmi adı Sars-Cov-2 olan, ve COVID-19 hastalığına yol açan Korona virüsü, dünyayı “sars”maya devam ediyor.
Bilim insanlarının açıklamalarına göre bulaşısı havada asılı kalan partiküllerin başkası tarafından solunması; öksürme/hapşırma sonucu saçılan tükürük/mukus damlalarının, başka bir kişinin gözü, burnu veya ağzından girmesi ya da temas yoluyla ve insandan insana gerçekleşen virüsün yayılma eğilimi sürüyor.

Dünyanın diğer ülkelerinde aynı yapısal bulaşı özelliklerini koruyan virüsün, alınan tedbirlere bakılırsa, ülkemizde köklü bir mutasyona uğradığı anlaşılıyor.


Mutasyonun daha çok virüsün bulaşı özelliklerinde meydana geldiği görülüyor. Virüs, enfekte edeceği insanı seçerken tercihlerini kişilerin ve mekânın farklı özelliklerine göre yapıyor.
Mutasyonu çalışan-emekli hassasiyeti kazanarak ve çalışana bulaşmayıp emekliye musallat olarak başlayan Korona virüsü, geçirdiği değişim sürecinde bu hassasiyetini daha da artırıyor.

Şu aşamada virüs, AVM’lerde alışveriş yapma yeterliği olan yetişkinlere değil, bu yeterliğe sahip olmayan öğrencilere bulaşıyor.
Otel gibi turistik mekânlarda değil, okullarda aktif hâle geliyor.
Plajlarda bulaşı kaabiliyetini kaybediyor, ama okul bahçelerinde hükmünü sürdürüyor.
Düğünlerde, asker uğurlamalarında virüsten çıt yok, okul servislerinde coşuyor.
Eğlence yerlerinden kaçıp dersliklere sığınıyor.
Merkezi sınavların kalabalığında sesi çıkmıyor, okulların seyreltilmiş eğitiminde bile öğrencinin canına okuyor.
Özel okullarda bulaşı etkisini kaybediyor, devlet okullarında bu etkiyi tekrar kazanıyor.
Yüz yüze kurslarda hiçbir öğrenciye sataşma potansiyeli taşımıyor, yüz yüze derslerde çocuklarımızın başına musallat oluyor


Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’na danışarak 2020-2021 Eğitim Öğretim dönemini rekabet, sınav, kurs ve özel okul odaklı yüz yüze eğitimle başlatıyor. Devlet okullarında çocuğu olan velilerimiz darılmasın…
Her işin başı sağlık!

“Satlık Dayre”

Başlık, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkçesi’ni tanımlamaktadır. Bu tanım, MEB Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala‘nın sosyal medyayı kıkırdatan, “Çatlasanızda patlasanızda ülkemiz her alanda başarılı olduğu gibi sporda da başarılı olacaktır.” cümlesindeki yazım yanlışlarıyla ilgili değildir. Hatayı nihayet bir “de” “da” yazımı yanlışıdır, kim yapmıyor diye azımsamıyoruz tabi.

Okumaya devam et ““Satlık Dayre””

Okulların Özel Sektöre Devri

Çağımızın küresel sorunlarıyla mücadele, uluslararası bir işbirliği ve uyumu zorunlu kılıyor. Bu tür bir mücadelenin şirketler marifetiyle zafere ulaşması mümkün görünmüyor, zira tamamen kâr dürtüsüyle hareket eden özel sektörden kamu yararına bir müdahale beklemek, eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu nedenle mücadele kamusal bir müdahaleyi gerektiriyor.

Okumaya devam et “Okulların Özel Sektöre Devri”