‘Aşkın Gözü’ kör değil!

FİLM BETİMLEME YAZARLIĞI

19. yüzyılın sonunda sessiz doğan sinema 30 yılda seslendi, 50 yılda tümüyle renklendi ve 100 yılda dijitalleşti. Japon sessiz sineması yüz yıl önce benşilerle toplumun mümkün olan en geniş kesimine ulaşmanın yolunu bulmuştu. Kawase’nin Hikari’si üzerinden soruyoruz: Neden sesli betimleme metin yazarları da benzer bir işlevle sinema sanatını daha erişilebilir kılan anlatım ustası edebiyatçılar olmasınlar?

Okumaya devam et “‘Aşkın Gözü’ kör değil!”

Büyük Resim, Başyücelik Devleti ve Maarif Modeli

Bir olguyu daha çok bilinen başka bir olguya benzeterek anlamak ve açıklamak analojidir. Sosyal olayları kavramakta iyi iş görür; karmaşık yapıları ve soyut ilişkileri anlaşılır kılar. Ancak bu, iki olgu arasında basit bir benzerlik değil, derin bir ilişki ve bağlantıdır; tıpkı Cumhur ittifakının yıllardır inşa ettiği İslam Cemahiriyesi ile Kısakürek’in Başyücelik Devlet Modeli arasındaki gibi…

Okumaya devam et “Büyük Resim, Başyücelik Devleti ve Maarif Modeli”

“Yunus bir söz söylemiş…”

YUNUS’UN HERMENÖTİKÇİLERİ

Umberto Eco, bir metnin belirli bir kültür açısından “kutsal” hale gelir gelmez, kuşkulu okuma sürecine ve bunun sonucu olarak aşırı yoruma maruz kalacağına dikkat çekiyor. Bu argümanında Homeros’un metinleriyle ilgili böyle bir olgunun yaşanması dışında, belki bizim Yunus şerhlerinin de payı vardır!

Okumaya devam et ““Yunus bir söz söylemiş…””

Bozkırdaki Çekirdeğe Su Vermek

KÖY ENSTİTÜLERİ

“Bozkır”, zorlu ve verimsiz bir coğrafyayı simgelerken, “çekirdek” bu zorlu ortamda yeşerme potansiyelini temsil ediyor. Kemal Tahir’in “Çekirdeği olsa, bozkır kalır mıydı bozkır?” sorusunu, Cumhuriyet’in aydın eğitimcileri “Çekirdek sulanmazsa bozkır nasıl yeşerir?” sorusuyla yanıtlıyorlar! 

Okumaya devam et “Bozkırdaki Çekirdeğe Su Vermek”

Gerilimden Sanat Yapan Yönetmen HITCHCOCK

Giderek daha gerilimli, çatışmalı bir zeminde ve zamandayız. Emperyalizm belası yüzünden dünyanın birçok yerinde insanların çoğu, korku türünde bir filmin karakterleri gibi yürekleri ağızlarında yaşıyor. Geri kalanları ise gerilim dolu bu filmi bir sinema salonunda sessizce izliyor, tıpkı bir Hitchcock filmi izliyor gibi…

Okumaya devam et “Gerilimden Sanat Yapan Yönetmen HITCHCOCK”

ÖlçME DeğerlendirME

Her yılın haziran ayında izlediğimiz bir film, geçtiğimiz hafta sonu bir kere daha vizyona girdi. Üniversite adaylarımızın, küt küt atan yüreklerinde heyecan ve adımlarında telaşla; yakınlarının dudaklarında dualarla sınav merkezlerine koşturma sekansıyla açılan filmin önceki bölümlerini, kısa fragmanlarla anımsayalım istedim; her şeye rağmen adaylara geçmiş olsun diyerek…

Okumaya devam et “ÖlçME DeğerlendirME”

“Yaraları Boyamak”

ADOLESCENCE/ERGENLİK,2025

Yaşamda rekabeti, eğitimde yarışmayı, toplumsal ilişkilerde sınıfsallığı ve ayrımcılığı meşru gören kapitalizmin ürettiği sonuçları, sistem içinde ortadan kaldırabilmeyi ummak, boş bir hayal olmakla birlikte; bütün suçu sisteme yıkıp elini kolunu bağlayarak oturup beklemek de en başta sorumlu ve duyarlı eğitimciler için var olma nedeninin inkârıdır.

Okumaya devam et ““Yaraları Boyamak””

Pehlivan Ali Wittgenstein’e Karşı!

Dil sosyolojisi, dil ile toplumsal pratikler arasında ilişki kurmayı sever; bireylerin dili kullanma biçimlerinin, içinde bulundukları toplumsal sınıf ve kültürel ortam tarafından belirlendiğini vurgular. Aynı dili kullananların bile iletişim kurmada yaşadıkları zorluk, buradan kaynaklanıyor olabilir mi?

Okumaya devam et “Pehlivan Ali Wittgenstein’e Karşı!”

Dostoyevski Perdesinde Demirkubuz Filmleri

Marks, kişisel olarak kralcı ve muhafazakâr bir yazar olan Balzac’ı “gerçekliğin en büyük sosyoloğu” olarak nitelendirir ve Kapital’de bile onun karakterlerine atıfta bulunur. Balzac’ı Marks gibi okumak; sanatın ve edebiyatın toplumsal bir laboratuvar olduğunu görebilmektir. Değilse Dostoyevski perdesinde Zeki Demirkubuz filmlerini doğru anlamak olanaksızdır.

Okumaya devam et “Dostoyevski Perdesinde Demirkubuz Filmleri”

İki Hitabe ve İki Gençlik Tasavvuru

19 MAYIS’IN 106. YILINDA

Atatürk’ün bağımsızlık ve Cumhuriyeti savunmakta mücadele vurgusu, ulusal güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya olduğumuz bugün hâlâ büyük önem taşımaktadır. Necip Fazıl’ın çağrısı ise, Cumhuriyet’in önünde İslam temelli bir karşı devrim cephesi inşa eden Başyücelik Devlet Modeli’nin takipçisi olan siyasilere rehber olmaktadır…

Okumaya devam et “İki Hitabe ve İki Gençlik Tasavvuru”