Dünyayı Sanatla Değiştirmek

MANİFESTO

Julian Rosefeldt, Manifesto adlı kurgusal belgeselinde 20. yüzyıla ait 60 kadar sanat bildirisini tek bir manifesto haline getiriyor ve bize yüzyılımızın ilk sanat manifestosu olarak, kapitalizmin kültür krizinin yarattığı postmodernist algı manipülasyonunda sanatın vazgeçilmezliğini, toplumsal ve bireysel dönüştürücü etkisini bir kez daha anımsatıyor.

Okumaya devam etDünyayı Sanatla Değiştirmek

Türkiyeli Türkçeciler

Google Çeviri’ye bir “Poetry in Turkish” bir de “Turkish Poetry” yazın, aradaki farkı göreceksiniz; ilki “Türkçe şiir”, ikincisi “Türk şiiri” demek. Bir yapay zekâ algoritmasının “bile” yapabildiği bu ayrımın farkında olmadığınız düşünülemez. Öyleyse amaç başka!

Okumaya devam et “Türkiyeli Türkçeciler”

Hangi Kültürün Vizyonu?

Yenilenme ve ilerleme modernizmin bize bıraktığı en köklü mirastır. Türkiye, buradan aşama aşama gerçekleştireceği devrimsel dönüşümlerle yüz yıl önce inşa ettiği bağımsızlıkçı bir siyaseti, halkçı bir ekonomiyi ve aydınlanmacı bir kültürü, bugünün dünya koşullarından ve yaşadığı yüzyıllık bir deneyimden öğrenerek yeniden kurabilir.  Çünkü kapitalizm krizde…

Okumaya devam etHangi Kültürün Vizyonu?

Son Bir Saniye

Bu yazı, yılın o son bir saniyesini uzatıp o süre içinde dünden yarına çizgisel bir akışta algıladığımız “zaman”, “değişim” ve “entropi” üzerine düşündüklerime dairdir. Peki, fen bilimlerine ait bir yasa, sosyal bilimler için de geçerli olabilir mi? Örneğin yerçekimi gibi fizikî evrene ait bir yasayı, toplumsal gelişmeleri açıklamak için de kullanabilir miyiz? Denemeye değer…

Okumaya devam etSon Bir Saniye

Hayata Sanatla Tutunmak

Limelight/Sahne Işıkları

“O, düztabanları üzerinde kuğu gibi salınan bir hayalperest; yolunu bulamayan, itilmiş öksüz bir çocuk; yaşadığı için özür dileyen, dokunaklı, kafa karıştırıcı bir gülümseme; halk masallarında hor görülen, kralın tahta en son geçecek küçük oğlu… Sanatının tüm dünya halklarına seslenen sevincinin ve tatmininin bilmecesidir bu. ‘Küçük düşürülenlerin ve hakarete uğrayanların’ zafer dolu devrimcisi”ni ölümünün 45. yılında sevgiyle selamlıyoruz.

Okumaya devam etHayata Sanatla Tutunmak

“Hem o hem o” Sentezi

Cenneti Beklerken

Derviş Zaim, Cenneti Beklerken, Cumhuriyet kültürüyle Osmanlı’nın kadim kültürü arasında kurulmuş asma köprüde “Ya o ya o değil, hem o hem o!” diyerek bir o yana bir bu yana sallanıyor. Oysa “Bize 150 yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı.” sözleriyle Cumhuriyet aydınlanmasını hedef alan Saray sözcüsü İbrahim Kalın sadece birini işaret ediyor: Yeni Osmanlı kültürünü…

Okumaya devam et ““Hem o hem o” Sentezi”

Farsça Dersleri’nde Dil Oyunları

Umudun Dili

Hiç bilmediğiniz bir dili, o dil sizin anadilinizmiş gibi davranıp hiç bilmeyen bir başkasına öğretebilir misiniz? Yanıt vermeden önce iyi düşünün, iki seçeneğiniz var çünkü: Ya bunu başaracaksınız ya da öleceksiniz! Faşizm işte bu denli acımasız, akıl ve insanlık dışı…

Okumaya devam etFarsça Dersleri’nde Dil Oyunları

Sinemacı Halk Adamı Nakıp Ali

Sinema Bir Mucizedir

Nakıp Ali, 1897 Gaziantep doğumlu, Kurtuluş Savaşı’nda Antep savunmasının “Bombacı Ali”si. Gaziantep’in Alleben akarsuyundan sonra ikinci simgesi. Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra, 1924’te, elektriğin bile olmadığı Antep’te ilk sinema salonunu kurdu ve şehre ilk filmi getirdi. Onu Ülkü Tamer anılarından öykülerine, Başar Sabuncu ve Memduh Ün de sinemaya taşıdı. Ben onların yalancısıyım!

Okumaya devam et “Sinemacı Halk Adamı Nakıp Ali”

Anday’ın Şiirinde Dil Sorunsalı

Ölümünün 20. Yılı

Şiirle sadece duygulanmanın değil, düşünmenin de olanaklı olduğunu gösteren büyük şairimiz ve Cumhuriyet aydınlanmasının önemli yazarı, Melih Cevdet Anday’ı yitireli 20 yıl oldu. Onu, düşünce ve şiirimizin kuraklaşmaya başlayan ikliminde özlemle anıyoruz.

Okumaya devam et “Anday’ın Şiirinde Dil Sorunsalı”

Öğretmene Saygı Duruşu

MORRIE’YLE HER SALI

UYARI: Bu yazının konusu olan Mick Jackson’un Morrie’yle Her Salı adlı filmi , Mustafa Kemal Atatürk’ün, kariyer basamakları sınavıyla “Başöğretmen” olduğunu sanan, öğrencileri ve öğretmenleri kapitalizmin temel dinamiği olan acımasız bir rekabetin içine iten, onları dörtten seçmeli sınavlarla yarıştırıp sınıflandırarak nesneleştiren eğitim yöneticileri için sakıncalıdır!

Okumaya devam et “Öğretmene Saygı Duruşu”