Kapitalizmin Sanat Eğitimi

WHIPLASH/KIRBAÇ

Oysa eskilerin dediği gibi: “Mükemmel tekâmüle aykırıdır!” İşte oldu, dediğiniz yerde ilerlemeniz donar kalır. Daha önemlisi eğitimin kendisi bir tekâmüldür. Fletcher’in anladığı “başarı” kavramının içini ise sosyoloji ve psikolojinin bilimsel verileri değil, kapitalist kültürün yarattığı “insan insanın kurdudur” yaklaşımı doldurmuştur.

Okumaya devam et “Kapitalizmin Sanat Eğitimi”

PISA’nın Öteki Yüzü

2022 PISA “sonuç”larına göre Türkiye’de sosyoekonomik bakımdan avantajlı ve dezavantajlı ailelerin çocukları arasındaki puan farkı; matematik alanında 82, fen okuryazarlığında 74 ve okuma becerileri alanında 69’dur. İşte değişmesi gereken “neden” budur ve bu “neden”, ancak kamucu eğitimle çözülebilecek bir sistem sorunudur

Okumaya devam et “PISA’nın Öteki Yüzü”

Öğretmen, Eğitim, Etik

UCITELKA/ÖĞRETMEN

Kapitalizmin çıkarcı, bireyci, ayrımcı, “Bad Teacher”lerinin karşısında, Sovyet devriminin “Öğretmen Duyşen”lerinden; Cumhuriyet’in bağımsızlıkçı, halkçı, aydınlıkçı eğitim önderlerinden ve Köy Enstitüleri’nin fedakâr, aydın, sanatçı öğretmenlerinden ne kaldı geriye? 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde tüm öğretmenlerimiz, “Ucitelka” vesilesiyle toplumsal konumları, mesleklerinin etik değerleri üzerinde bir kere daha düşünmeli.

Okumaya devam et “Öğretmen, Eğitim, Etik”

Müfredatı Sadeleştirme Projesi

Okullulaşma sorununu “kız okulları” açmakla aşmayı planlayan, müfredat içeriğini teoloji temelinde kurgulayan, ders saatlerini namaz vakitlerine göre düzenleyen ve sonunda üç cümlelik metinleri bile okuyup anlamaktan aciz bir nesil yetiştirmeyi başaran Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları; yeni bir “Müfredatı Sadeleştirme Projesi”ne çalışıyorlar!

Okumaya devam et “Müfredatı Sadeleştirme Projesi”

Sol Çocukluk ve Anarşizm

HAL VE GİDİŞ SIFIR

Althusser’in saptadığı gibi “Devletin İdeolojik Aygıtları”ndan biri olan okullar, “bilgi ve irfan yuvaları” olmak yanında, genç bireyleri egemen ideoloji doğrultusunda budayıp bir kalıba sokmak gibi kritik işlevlere de sahiptir ve doğal olarak yarattığı tepkiye de! “Çocuk anarşistler”in bu tepkisi, Jean Vigo’nun otobiyografisinden esinle ve sürreal anlatımıyla  Zéro de Conduite’de hayat buluyor…

Okumaya devam et “Sol Çocukluk ve Anarşizm”

Dil Edinimi ve Ana Dili Eğitimi

Millî Eğitim Bakanlığı ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin verilerine göre, liselere geçiş sınavlarında ortaokul son sınıf öğrencileri ve yükseköğretim kurumları merkezî sınavlarında lise son sınıf öğrencileri Türkçe sorularının yüzde ellisini doğru yanıtlayamadıklarından Türkçeden sınıfta kalıyor! Yine de ana dili eğitiminde çocuklarımız Victor, Genie ve Helen’den iyi durumdalar!

Okumaya devam et “Dil Edinimi ve Ana Dili Eğitimi”

Eğitimin İki Yüzü

MONA LISA SMILE

Ortaokul mezunu öğrencilerin liselere yerleştirilmeleri yapılırken ve lise mezunu öğrenciler üniversite tercihlerinin sonuçlarını heyecan içinde beklerken, eğitimin sahip olduğu mevcut sistemi sürdürme gücü ile var olanı dönüştürme enerjisinin “Mona Lisa Gülüşü”yle bir kere daha düşünülmesine vesile olmak istedim!

Okumaya devam et “Eğitimin İki Yüzü”

Kızlar Hangi Okula?

Soru şudur: Asch deneyinin sonuçlarını halk dalkavukluğuyla meşrulaştıran Cumhuriyet karşıtlığının bu cinsiyet ayrımcılığı neden okullarla sınırlı kalsın? Hastanelerde, üretim ve hizmet alanlarında, dinlence ve eğlence mekânlarında da kadınlar, kızlar yok mu? Onlar erkeklerle birlikte mi tedavi görecek, çalışacak, dinlenecek, eğlenecek?

Okumaya devam et “Kızlar Hangi Okula?”

Okula, Aileye, Topluma “400 Darbe”

LES QUATRE CENTS COUPS

Paralı- parasız, dinsel- bilimsel, yarışmacı- paylaşmacı tartışması içinde bir eğitim öğretim yılı daha bitti. Günün sonunda kazanımlarımız ne oldu? 400 Darbe’de Truffaut’un, Kapitalist sistemin “iyi-kötü” değerleri içinde bir paradoks gibi duran sorusu şudur: “Çocukların ‘iyi’ yetiştirilip mutsuz olmaları mı, ‘kötü’ yetiştirilip mutlu olmaları mı iyidir?” Ne dersiniz?

Okumaya devam et “Okula, Aileye, Topluma “400 Darbe””

Bir Ödevin Analizi

104 yıl önce bugün Mustafa Kemal, “bilfiil işgal “edilmiş” bir ülkenin kurtuluş ve kuruluşunu örgütlemek için Samsun’da karargâh kurarken, 104 yıl sonra Türkiye, diğer seçenekleri paranteze alıp “ikiden seçmeli” bir sınava hazırlanıyor. Gençler ise dış etmenlerden yalıtılmış, kendilerine kapanmış, “beşten seçmeli” testlerin üzerine ter döküyor! Türkiye de gençler de iyi bir gelecek için çalışıyor! Peki bu çalışma biçimi iyi bir gelecek vaat ediyor mu?

Okumaya devam et “Bir Ödevin Analizi”