‘Cüney Tarkın’dan Cüneyt Arkın’a Fahrettin Cüreklibatır

“Cüney Tarkın”a gelince, o benim kuşağımın çocukluk ve ilk gençlik hayallerimizle birlikte toplumsal ve kişisel mümkünlerimizi düşsel düzeyde de olsa kanatlandırmış kahramanıydı. O kahraman, düşe kalka yürüdüğü sinema kariyerini, benim gözümde, 12 Mart döneminde Yılmaz Güney’e verilmiş bir ödülü siyasi gerekçelerle ondan alıp kendisine vermek isteyenlerin yüzüne fırlatıp atarak taçlandırmıştı. Sinemada da özel yaşamında da düşünsel duruşunda da ülkemizin yakın tarihi gibi kıyıları mutedil, açıkları kaba dalgalı bir denizdi.

Okumaya devam et “‘Cüney Tarkın’dan Cüneyt Arkın’a Fahrettin Cüreklibatır”

Romantizm: Edebiyatta “Fransız İhtilali”

Parlak Yıldız/Bright Star

“Yaşlı Romantik” bir paradokstur! Yoğun duygular ve duyarlıklar içinde hayat Romantiklere yaşlanma fırsatı vermez çünkü; genç yaşta çekip giderler dünyamızdan, arkalarında derin izler bırakarak John Keats gibi. Romantizmin kendisi de uzun ömürlü olamayacak kadar coşkuludur. 50 yıl kadar etkili olduktan sonra kazanımlarını edebiyat dünyasına bırakarak geri çekilmeye başlar. Klasisizmi geri dönülmez biçimde tarihten silen Romantizm, Modernizm’in karşısında aynı sonu yaşar...  

Okumaya devam et “Romantizm: Edebiyatta “Fransız İhtilali””

Maymun Davası

Rüzgârın Mirası/Inherit The Wind

“Anlamıyor musunuz, eğer Evrim Kuramı’nın resmi okullarda öğretilmesini suç sayarsanız, yarın özel okullarda öğretilmesini de suç sayabilirsiniz. Eğer birini yaparsanız, ötekini de yapabilirsiniz! Çünkü fanatizm ve cahillik daima açtır ve beslenmeye ihtiyaçları vardır! Çok yakında Sayın Yargıç, geriye doğru yürüyor olacağız; elimizde flamalar ve davullarla zekâ ve aydınlanma getirmeye cüret eden adamı yaktıkları o ‘şanlı’ 16. yüzyıla doğru!”

Okumaya devam et “Maymun Davası”

Sinemada Arabesk

MÜSLÜM’DEN BERGEN’E

Arabesk müziği yaratan maddi manevi süreçler görmezden gelindikçe, üreticisi ve alıcısının toplumsal konumları belirlenmedikçe, yönetmenler ve senaristler bunları es geçtikçe anlatılanlar bireysel bile değil, kişisel dramlar olarak kalacaktır. Müslüm, Bergen ve Dilber Ay’ın yönetmenleri, Limoncu Ali’den mülhem şu soruyu dürüstlükle yanıtlamalıdırlar: “Kaçtığınız için mi buraya geldiniz, yoksa kovaladığınız için mi?”

Okumaya devam et “Sinemada Arabesk”

‘Sosyal Felsefe’ye Doğru

“FELSEFE NEDİR, NE DEĞİLDİR?”

Doğru düşünme araç ve yöntemlerini topluma kazandırmak, felsefeyi belli ölçüde sosyalleştirmek ve belli bir esneklik içinde çocuklara, gençlere, yaşlılara, çalışanlara, çalışmayanlara, herkese iletebilmek önemlidir. Değilse eleştirel düşünme yoluyla bireysel, toplumsal sorunlarımızı çözmekte; etik, estetik, politik ilkelerimizi belirlemekte; ülkemiz adına yapacağımız siyasal tercihlerimizin doğruluğunu sınamakta yetersiz kalacağımız kaçınılmaz bir gerçektir.

Okumaya devam et “‘Sosyal Felsefe’ye Doğru”