Protagoras diyaloğu sadece Antik Yunan’daki erdem ve eğitim tartışmalarını değil, günümüz eğitim sistemlerinin temel sorunlarını da açığa çıkarır. Diyalog eğitimin amacı, bilginin doğası, bilgiyi edinme biçimleri, erdemli olma ve değerler eğitimi, retorikçi ve ezberci eğitim gibi ana temalar üzerinden bugünün eğitimcilerine de ışık tutar.
Okumaya devam et “Protagoras’tan Tekin’e Eğitimde İki Çizgi”Yalan ve Göndergeci Kuram
Dilin, ‘yalan’ı ‘doğru’dan ayırıp anlamsız kılacak bir yapıya ihtiyacı var. Söz doğruysa anlamlı, yalansa anlamsız olmalı! Olmalı ki ne bir daha Kabataş yalanı tekrarlanıp durmalı ne de “Küresel ısınma ve iklim değişikliği yalan!” yalanı söylenebilmeli.
Okumaya devam et “Yalan ve Göndergeci Kuram”Dil Edinimi ve Anadil Eğitimi
Anadil ve eğitim karşılıklı etkileşimi kaçınılmaz kılıyor. Etkileşim, yalnızca dilsel becerilerin geliştirilmesini değil, aynı zamanda bireyin düşünce dünyasının, toplumsal kimliğinin ve bilişsel yetilerinin inşasını, yani bireyin eğitimini de kapsıyor.
Okumaya devam et “Dil Edinimi ve Anadil Eğitimi”Edebiyat-Sinema İlişkisi Bağlamında Benşilik ve Film Betimleme Yazarlığı
Edebiyat-sinema ilişkisi denince, iki sanatın dramatik yapı ortaklığı ve edebiyattan sinemaya uyarlamalar akla geliyor. Bu ilişkide sinema, edebiyatı kendi diline dönüştürüyor. Oysa yıllar önce benşiler ve bugün de film betimleme yazarları, sinemanın dilini edebiyatın diline çevirerek onu daha erişebilir ve daha sosyal kıldılar, kılıyorlar…
Okumaya devam et “Edebiyat-Sinema İlişkisi Bağlamında Benşilik ve Film Betimleme Yazarlığı”Eğitimin Sınıfsallığı ve Kerkenezin Eğitimi
KES, KEN LOACH
Kapitalist sistemin rekabetçi, yarışmacı eğitimi, burjuva sınıfının sınavlara daha iyi hazırlanabilen avantajlı çocuklarına “nitelikli” eğitim sağlayıp avantajlı iş olanakları yaratır. Onlar da bu avantajlarını kendi çocuklarına aktararak çarkın dönmesine süreklilik katar… Bütün kapitalist ülkelerde; Türkiye dahil!
Okumaya devam et “Eğitimin Sınıfsallığı ve Kerkenezin Eğitimi”Bir Kültür Devrimi Anlatısı
ÖZSOY OPERASI VE BİR CUMHURİYET ŞARKISI
Özsoy Operası, Şehnâme’nin ulusal sınırları çizen anlatısını, evrensel bir kardeşlik ve barış mesajı için bir araç olarak yeniden kurgularken yarattığı vizyonla, “Atatürk, Yurtta sulh, cihanda sulh diyerek bir barış mesajı vermemiş aslında…” diyen ufuksuzluğa, 90 yıl önce hak ettiği yanıtı vermiş görünmektedir… Bir Cumhuriyet Şarkısı, sadece bu nedenle bile alkışı hak eder!
Okumaya devam et “Bir Kültür Devrimi Anlatısı”Hız Çağında Okuma ve Anlama
“Hızlı okuma kursuna gittim, Savaş ve Barış’ı yirmi dakikada okudum. Olaylar Rusya’da geçiyor.” Bu Woody Allen’ın unutulmaz şakasıdır. Şakadır ama hızlı okuma endüstrisi bir gerçektir hem paramızı hem umudumuzu hem anlamamızı sömüren acı bir gerçek…
Okumaya devam et “Hız Çağında Okuma ve Anlama”Bergman Sinemasında “Kötülük Problemi”
Çağımızın “kötülük problemi”, kötülüğün kanıksanması, normalleşmesidir. Egemen ideolojinin ürettiği mikrop, en yakın ilişkierimize bulaşmışken, felsefenin yanına sosyolojiyi de koyarak “problemi” yeniden tanımlamak kaçınılmazdır. Üstelik Bergman sineması bunun için iyi bir olanak…
Okumaya devam et “Bergman Sinemasında “Kötülük Problemi””“Hem Okudum Hemi Yazdım…”
“Okumak; düşünmeyle birlikte yürüyen eylemlerimizin dolu zaman uğraşısı; yazmak ise duygu ve düşünceleri etkili ve hedefli bir dağıtımı için yeniden kurma etkinliğinin en üst seviyesidir.”
Okumaya devam et ““Hem Okudum Hemi Yazdım…””MEB’in Lise Operasyonu
Freire, istediği kadar “Eğitim, bireyi özgürleştirir” demiş olsun ve eğitimcilerimiz lise eğitiminin kısaltılmasının özgürleşmeye değil, köleleşmeye yol açacağını söylesin dursun; MEB “okumak”tan “bildiğini okuma”yı anladığı için, bildiğini okumaya devam ediyor. Bildiği de “bireylerin sosyal ve kişisel gelişimini sağlamak” amacını Cumhuriyet liselerinden silip atmak!
Okumaya devam et “MEB’in Lise Operasyonu”