Böcek, Sinek ve Dil

OECD raporuna göre Türkiye’de 100 kişiden 40’ı okuduğunu anlamıyormuş. 450 kelimelik mektubu iki gündür okuyan politikacı, gazeteci, panelist ve analistlerden farklı sesler yükseldiğine göre ya bunlar o 40 kişi içinde ya da mektup yoğun bir sembolizmle yazıldı. Yazı mektupla değil, “anlamak”la ilgili…

Okumaya devam et “Böcek, Sinek ve Dil”

Duyşen’den Elizabeth’e Öğretmen Etiği

Öğretmen, toplumun dönüşüm ve gelişimine, ancak arkasında bu dönüşüm ve gelişimi destekleyecek toplumsal bir dinamik, güçlü bir irade varsa, aydınlanmanın bir öznesi olabilir, Duyşen gibi; değilse gericiliğin, kapitalizmin çıkarcı, yarışçı, rekabetçi, hatta ahlaksız bireyine dönüşüverir, Eizabeth Hasley misali…

Okumaya devam et “Duyşen’den Elizabeth’e Öğretmen Etiği”

Ne diyorsun aslanım?

HAYVAN DİLLERİ

İnsan türü olarak kendi doğal dilimizde bile birbirimizi anlamaktan bu kadar uzakken, hayvanların dilinde onlarla iletişim kurabilme düşünü, olur da bir gün gerçekleştirebilirsek, en çok da yalan söylemenin hayvan dilinde mümkün olmadığına sevineceğim!

Okumaya devam et “Ne diyorsun aslanım?”

Felsefe-Sinema Köprüsünde Wittgenstein

Anlamlandırma olanakları ve araçlarının farklılığı nedeniyle, sinema – felsefe ilişkisi sorunlu bir ilişki olsa da beyazperde veya ekranda felsefenin izini sürmek; idrak yolları tıkanması yaşadığımız günümüzde, toplumca yakalandığımız anlam yitimi hastalığıyla başa çıkmak için bir fırsat yaratıyor. Ta ki sinemayla felsefe yapmanın, aslında felsefeyle sinema yapmak olduğu anlaşılsın ve Jarman’ın Wittgenstein’i buna bir örnek olsun…

Okumaya devam et “Felsefe-Sinema Köprüsünde Wittgenstein”

Hayat kısa, Üvercinka uçuyor…

ÜVERCİNKA 59 YAŞINDA

Bu Cumhuriyet, bir aşiret mensubu olan Cemalettin Seber’den Türkçenin büyük şairi Cemal Süreya’yı yarattı. O Cemal Süreya Türkçenin aydınlığıyla Üvercinka’yı yazdı. O Üvercinka sömürünün, yoksulluğun ve gericiliğin üstüne üstüne uçuyor, 59 yıldır bütün kara parçalarında; Türkiye hariç değil!

Okumaya devam et “Hayat kısa, Üvercinka uçuyor…”