Türkçeyi Savunmak

Türkçeyi savunmak, “Dilde sadeleştirme niyetiyle çıkılan yolda Türkçemiz tarihimizin en büyük kelime katliamına maruz bırakılmıştır. Asırlar boyunca kullana kullana Türkçeleştirdiğimiz kelimelere getirilen yasaklar iddia edildiği gibi dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmaya yetmemiştir.” (Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülleri Töreni’nde Yapılan Konuşma, 20.01.2021) diyen, içinde bulunduğu uygarlık iklimini benimseyememiş, Cumhuriyet’i içselleştirememiş bir iradenin işi değildir!

Okumaya devam et “Türkçeyi Savunmak”

Yapay Zekâ ve Dil

İnsanın duygu ve algı dünyasındaki gelişmeyi ve değişmeleri eş zamanlı yakalayabilen algoritmaların yazılmasına kadar yapay zekâ, kendi dilinin kusurlarını azaltarak gelişmeye devam edecek. Gün gelip de bu gelişme insanınkiyle eşitlenebilecek mi, işte bu sorunun yanıtı henüz belli değil. İnsanın öğrenme sürecini birebir taklit edebilecek yapay zekânın icadına kadar da belli olmayacak!

Okumaya devam et “Yapay Zekâ ve Dil”

Dil ve İktidar

En küçük sosyal kurum olan ailede babalar, grup önderleri ve toplumsal örgütlerdeki liderler gibi her türlü sosyal ‘iktidar’, ‘muktedir’ olma ve bunu sürdürme ‘kudretini’ dilden alır. Toplumsal sınıfların ortaya çıkmasıyla birlikte siyasal iktidarların varlıklarını sürdürme biçimleri, dil ve söylem bakımından sosyal iktidarlarınkinden farklı olmamıştır.

Okumaya devam et “Dil ve İktidar”

KİTABIN ATEŞLE İMTİHANI: “FAHRENHEIT 451”

Doğa afetlerine ilişkin bilgimiz de deprem, sel ve yangınlara ilgimiz de soğuk, ruhsuz rakamlara takılıp kalıyor maalesef. Uzun pandemi döneminin iktidar için yarattığı “elverişli” ortamda toplumsal bir tepkiyi ve yardımlaşmayı bile örgütlemenin engellendiği günlerdeyiz. Sosyal teması değil sokakta, sanalda bile yasaklamanın yolları üzerinde çalışılıyor harıl harıl. Böyle bir ortamda baskıcı ve yasaklayıcı bir rejimin, halkın eğitim ve aydınlanma aracı kitabın başına örebileceği olası çoraplara distopik bir film Fahrenheit 451’le dikkat çekelim istedik.

Okumaya devam et “KİTABIN ATEŞLE İMTİHANI: “FAHRENHEIT 451””

Yangın Sagusu

Bir yangından geriye yananın nesi kalır
Ağacın kendisinden eksilen imgesi kalır

Zaman kısalır birden uzam daralır bütün
Bükülen düz ovada sessizliğin sesi kalır

Varsılın varı yanar yoksulun yoğu yanar
Canlının canı yanar külü karası kalır

Yaka yaka eşitler ateş yaşı kuruyu
Bir kibrit alevinde arının sarısı kalır

Duman sarar kefen gibi düşleri ve kuşları
Çiçeğin rengi yanar yerinde kokusu kalır

Kalan gider can gider talan gelir ardından
Boğazında böceğin son bir nefesi kalır

Çeyizinin içinde yanar umudu kızın
Arsız nedenler söner geriye çaresi kalır

Acılar paylaşılır küllenir yavaş yavaş
Korları üfleyenin sönmez korkusu kalır

Yanar sözler sözcükler kahırlı tüm dizeler
Uyakları tutuşmuş yangın sagusu kalır

Bir öğrencim İçin*

ÇHC’NİN EĞİTİM MÜCADELESİ

Okulların bir kere daha yüz yüze eğitime hazırlandığı şu günlerde, kuruluşunun 72, Çin Komünist Partisi’nin 100. yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin verdiği eğitim mücadelesine Zhang Yimou’nun Bir Öğrencim İçin filmi üzerinden bir göz atalım istedik.

Okumaya devam et “Bir öğrencim İçin*”

ZİYA SELÇUK’LA EĞİTİM

37 ayda eğitimi yeniden inşa görevini tamamlayıp kamu okullarını kendisine ait özel okullara çevirdikten sonra Ziya Selçuk, “Millî Eğitim Bakanlığı görevi nihayetlenmiş” olarak ve “ülkesinin çocukları için çalışma imkânı sağlayan Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarını” sunarak Özel Maya Okullarının başına dönmüş bulunmaktadır. Peki, geride ne bıraktı?

Okumaya devam et “ZİYA SELÇUK’LA EĞİTİM”

Eğitimin ‘5N 1K’si

Son Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) verileriyle somutlaştıracak olursak, durum içler acısıdır. Yaklaşık 2.600.000 adayın girdiği YKS’ye göre hiçbir ortaöğretim (lise) öğrencisi, okulundan, hatta ortaokulundan mezun olamıyor! Eğer öğretmenlerimizde yaygın olan merhamet duygusunun nesnel ölçmeye zarar verdiği düşünülerek lise öğrencilerimizin ders geçme sınavlarını ÖSYM yapmış olsaydı, durum 2021 YKS verilerine göre şöyle olacaktı:  

Okumaya devam et “Eğitimin ‘5N 1K’si”

AYDIN DOĞAN, YABA VE BİR MÜLAKAT

Yaba edebiyat dergisinin ve Yaba Yayınları’nın sahibi Aydın Doğan, Ayşe’nin eşi, Şirin’in babası, benim de 25 yıl öncesindeki 15 yıllık bir zaman diliminde dostumdu, yoldaşımdı. Bu nedenle ölüm haberi yüreğimi diğer birçok ölümden daha fazla titretti! Aydın Doğan öldü, hatıraların yükünden kurtuldu. Biz bir süre daha bu yükü taşıyacağız anlaşılan!

Okumaya devam et “AYDIN DOĞAN, YABA VE BİR MÜLAKAT”